Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın 2019 seçimlerinde bir aday tanıtım toplantısında verdiği bir beyanla başlıyoruz. 
Murat Aydın bir örnek veriyorum. Murat Aydın 1994, 2004 Fazilet Partisi, 2004-2009, 2009-2014, 2014-2019’da AK Parti'den dört dönem Zeytinburnu Belediye Başkanlığı yapmış 2019-2024 Beykoz Belediye Başkanı olarak görev yapıyor. 2024-2019 dönemindeyse yine Beykoz’dan aday olarak gösterilmiş. Üstelik Avrupa Yakası'nda dört Zeytinburnu yapmış. İki dönem de Anadolu Yakası'nda Beykoz'da ikinci defa belediye başkanı adayı gösterilmiş. Dikkat edin videoya. Ne diyor? Teşkilatın yaptığı, dışarıdan aday, içimizden değil ifadesine de bir cevabı var. Ehil kişi diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Ehil kişi seçilebilecek kişi. Bunu ben niye söyledim? İki tane konu var bugün. Bir Çilimli'de bir anket yapılıyor. Bakın, bir anket yapılıyor. Deniliyor ki anketin yapılma mantığı şu var. Üç dönem kuralı var. Ama Adam altı dönem aday. Altı dönem aday. Ne üç dönem kuralı var. İşine gelmeyince böyle oluyor tabii. Efendim bir anket çalışması yapılıyor. Deniliyor ki Muhsin Yavuz olmazsa başkan yardımcısı Yılmaz'a oy verir misiniz? Yılmaz Başkan Yardımcısı Muhsin Bey'le kardeş ilişki kurmuş bu hukuklarla beraber yıllardır beraber olan başkan yardımcısını da çağırıyorlar. Seni aday yapalım. Diyor ki olmaz. Ben Muhsin Başkan'la devam edersem ederim, ben aday falan değilim. Ya siyaset nereye geldi? Birilerinin enaniyetinin egosunun hesabının kitabında yol yürüyen arkadaşlar, yol yürüyen insanlar efendim birbirine düşürülecek hale gelmiş. Yazık günah ya. Bakın üç dönem, üç dönem belediye başkanlığı yapıp da anketlerde çok yüksek oranda çıkmak öyle kolay bir şey değil ki. Muhsin Başkan bunu başarmış. şu anda 2018 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi bir tane milletvekili çıkardı. Çok az bir oyla çıkardı. Yanlış stratejiler ve hesaplarla oldu. Ama 2019’da  beş tane belediye aldı. Ya şimdi gelinen noktada bu neydi? Ya o da bizden, bu da bizden. Cumhur İttifakı'ndan dendi. Dört yıl, beş yıl geçti. 2023’e geldiğimizde bu sefer Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili çıkardı Düzce'den. Bu ne demek Düzce'nin siyasetine yön verenler Düzce'nin siyasetini irade ve idare edenler ne yapmışlar? Yanlış kararlar vermişler. Eksik kararlar vermişler. Yanlış adımlar atmışlar. Cumhur İttifakı'ndan diğer tarafa geçmiş. Bugün çok enteresan bir tablo var. Herkes birbirine bakıyor, ediyor, eğiliyor. Hani bir söz vardır ya, pişmiş aşağı su katılmaz. Bizim büyüklerimizin bir sözü mi Düzce merkez. Çilimli, Beyköy ve Yığılca'da da muhtemelen Selami Savaş. Bu aşlar pişmiş ve bir yere gelmiş. Yine aynı şekilde Kaynaşlı'da Erol Bayrak'ta yine Cumayeri’nde, Selim Metin'le Mustafa Koloğlu arasında geçeceği söyleniyor seçimin. Böyle bir yapı var. Gümüşova bambaşka bir şey. Çok da enteresan bir şey. Bu akşam Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Sayın İlhami Caboğlu Kitabın Ortasından konuğu olacak. Oradan bir tane öğretmen emeklisi var. İlçe başkanlığı yapmış. Milliyetçi Hareket Partisi'nin belediye başkanlığına aday adayı olmuş adamı bir kez çağırıp sormamışlar ya. Sen hayırlı olsun nedir, ne değildir diye il yönetimi, il başkanı ya bu siyaset nasıl bir şey oldu? Nasıl bir şey oldu bu siyaset? Netice itibariyle bakınız 2018’i unutmadan. 2023’ten ders alarak, 2024’te mahalli idareler seçiminde yerel seçimlerinde AK Parti’de karar verecek olan mekanızmaların çok dikkat etmesi lazım. Niye? Seçim öyle elde avuçta değil, garanti değil. Kolay da değil. ne var? Düzce merkez dahil her noktada bir risk var. Ama görünen köy kılavuz istemez. Fakat bu dört yerde aşağı yukarı dört yerde, beş yerde aş pişmiş müdahale var. İşte karar veremiyor. Niye veremiyorsunuz? Karar,  bizi de fazla bağlamıyor AK Parti veya Cumhuriyet Halk Partisi veya Milliyetçi Hareket Partisi adayları ama bir etik ve liyakatli ve kazanabilecek adaylarda adım atmak lazım. Mesela İlhami Cabaoğlu 2019 seçimlerinde vatandaşın istediği isimleri aday yap seçim kazandı. Fakat bunlar vatandaşın istediği isimlerden ziyade kendi enaniyet, ego ve hesaplarına uyacak insanları aday gösterme niyetine gidiyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı'nın aday tanıtım toplantısındaki bir de bu partinin ağası, paşası, başı bütün iradesi Sayın Cumhurbaşkanı değil mi? Ondan Sayın Erdoğan'dan aldığınız dersle öngörüyle bir karar verilmiyor mu? Veriliyor. Peki iyi dinleyin. Şimdi işin mahiyetinde şu var. Biz Düzce'de ve ilçelerinde artık gerçekten ama gerçekten yaşamımıza dokunacak, yaşamımızı daha kaliteli hale getirecek isimler olarak görmek istiyoruz. Siz belediye başkan adayını belirlersiniz ama Başkanını vatandaş seçer. Şu anda gelinen nokta bu. Partiler belediye başkan adaylarına belirler. Ama ona göre, ama buna göre kim var burada? Ne var? Burada şu var: Vatandaş seçer. Siz belediye başkanının ismini belirlersiniz. Vatandaş Belediye Başkanı'nı seçer. Ama sizden seçer ama karşıdan seçer. 
Sayın Valimizle beraber Düverdüzü Köyü’ne gittik. Arkadaşlarımız haber ve röportajlarını yaptılar. Düzce’de yıkılan 24 tane Camii için Diyanet Vakfından gelen birtakım para ve imkan ile ilgili Sayın Vali değerlendirmelerde bulundu. Sayın Vali,  sizin gibi bizim gibi gönül insanı, devlet aklıyla milletin gönlünü bir araya getiren çizgide duruyor. Orada şunu söyledi; ‘hayırda hep beraber yarışalım’ dedi. Devlet Camilerin temelini atıyor. Betonuyla projesiyle, 2,5 milyon destek oluyor Camilere, bu Camileri hep beraber yapmamız lazım. Bu arada da okullarla ilgili bir açıklamada bulundu. Öncelik kimine göre okul, kimine göre ise Cami, yani sağ gözünden vazgeçebilir mi bir insan? Yok. Sol gözünden vazgeçebilir mi? Hayır. İşin sonunda her iki gözümüzde olsun derseniz, manevi ve ilmi olarak memleketimize fayda sağlayacak iki tane yapı var. Bu yapıların bir an önce hayata geçmesi lazım. Burada da siyasi güç devreye giriyor. Ne kadar güç olursa olsun, 11 vilayetimizde olan yıkımın faturasını 2024 yılında ödeyeceğiz. Devletten çok şey beklemeyelim, çok şey bekleyerek de olmaz. Biz de elimizi taşın altına koyalım ve mücadelemizi hep beraber verelim. Devlet Millet el birliğiyle, okulumuzda ve Camimiz de herkes fedakârlığını yapsın. Bu yapılabiliyor mu? Evet, Faruk Özlü bunu Düzce’de yaptı ve Düzce’ye iki tane okul kazandırdı. İnşallah bu okulları, kendi imkânlarımızla, yerel dengelerle, yerel ölçeklerle risk alarak, tasarruf göstererek idarecilerimizin ve iş adamlarımızın bunu yapmasında elzem bir durum var. Çünkü devletin bütçesini 11 vilayette yıkımın olduğu ve 50.000 insanın hayatını kaybettiği deprem bölgesinde çok ciddi bir bedel ödeyecek Türkiye. 2024 yılında bunun bedeli ağır olacak. Onun için Düzce’de, Cami ve okullarımızla, Düzce’nin yerel imkânları ve dinamikleriyle bunu hep beraber başarmamız lazım.

MAKALENİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ