Dün arkadaşlarımız sahaya indiler, Düzce sokaklarını gezdiler, dediler ki; “Düzce’de 2 tane AK Parti, 1 tane de CHP Milletvekili çıkardı. CHP tarihinde ilk defa milletvekili çıkardı. Bu konuyla ilgili değerlendirmeniz nedir?” dediler. Ben de bunu Dr. Faruk Özlü’ye sordum. Bize özel bir açıklama yaptılar. Faruk Özlü, CHP’nin tarihinde ilk defa milletvekili çıkarmasına diyor ki; “CHP’nin Düzce’den bir vekil çıkarmasının sebebi ne AK Parti ne de MHP’dir; İYİ Parti’dir. İYİ Parti İl Yönetimi ve İl Başkanı’nın Düzce’de tek başına seçime girme cesareti gösteremeyip partilerini CHP kurumsal kimliği altında seçimlere sokmalıdır.” Yunus Özay Er’den bahsediyor. “İYİ Parti olarak bir vekil çıkaramayacaklarını başarısızlıklarını anlayınca partilerini CHP’ye angaje etmişlerdir. CHP çatısı altında 2 vekil çıkmayacağı çok da açık. Bunu bile bile 2. sıraya İYİ Parti’den bir isim yazarak başarısızlıklarını örtüp İYİ Parti tabanını kandırmak istemişlerdir. Benzer şekilde Rize’de de aynı yöntemi uygulamışlar, orada da İYİ Parti desteğiyle CHP Düzce gibi bir vekil çıkarmıştır, Düzce nasıl 2-1 olduysa Rize de 2-1 olmuştur.”
Rize neresi? Cumhurbaşkanımızın memleketi. Orada 2-1 olmuşsa Düzce’de de 2-1 olması çok da sıkıntılı bir şey değil. Diye anladım ben o nasıl anlattı bilmiyorum.
“İYİ Parti’ye gönül vermiş milliyetçi muhafazakâr vatandaşlarımız 28 Mayıs’ta Recep Tayyip Erdoğan’a oy vererek Düzce ve Rize İl Yönetimleri’nden bunun hesabını sormalılar.” Diyor Faruk Özlü.
Zurnanın zırt dediği yere geldik. Yunus Özay Er’i oldum olası Faruk Özlü pek sevemedi. Dediklerinde doğruluk payı var mı? Vardır mutlaka ama ben şunu görüyorum; Düzce’de milletvekili çıkaracağız, Düzce’de belediye başkanlığı alacağız diyen İYİ Parti İl Başkanı, Faruk Özlü senden bu belediyeyi alacağız diyen İYİ Parti İl Başkanı burada milletvekili çıkaracağız diyen İYİ Parti İl Başkanı’nın veya İYİ Parti’nin veya Yunus Özay Er’in siyaseti ve hareketi dağın fare doğurması gibi bir şey. İşin özü bu, aslında böyle. O zaman çok bir tabanım var diye sen niye angaje oldun? Tabiri caizse burada Faruk Özlü’nün böyle bir açıklaması var.
Şimdi gelelim AK Parti 2 tane milletvekili çıkardı Ümit Yılmaz yine böyle kenarda köşede beklerken geçen seçim olduğu gibi öyle zannetti. Elinde 0,5 lt su şişesiyle seçimi kazanacağını zannetti. İnsanlara dokunmadı etmedi eylemedi ama bu seçimin 2 tane kazananı var; Bir, Dr. Faruk Özlü’dür. Niye? “Burada Faruk Özlü’ye methiyeler mi düzmek istiyorsun?” Değil. Altını doldurayım. Somut söyleyeyim. AK Parti’nin partisel olarak oyu yüzde 56’dan yüzde 49’a düşmüştür Düzce’de. 7 puan düşmüştür. Ama 2019 yerel seçimlerinde Düzce Merkez’de yüzde 47 olan AK Parti’nin oyu yüzde 49’a yakın 2 puan artmıştır. Son 15 günde Faruk Özlü sahaya indi, yüzde 42-43 civarında düşen merkezdeki oyları insanlara ‘sizin için ne yapabilirim bir sorun varsa çözelim’ dedi. Sarıldı. 5-6 puan yükseltti.
2. kazananıysa Talih Özcan. ‘Düzce’nin Talih’i’ deyin. Öyle deyin böyle deyin, herkes bir şey diyor ama Talih Özcan Düzce’de 2. kazananı olmuştur. Şöyle ki; 4-5 seneden beri Uzunmustafa’daki evinde ikamet ediyor. ‘Orada mı otuyormuş, buralı mıymış?’ onu ben bilmem ama oturuyor adamın 4 senelik ikameti var. ‘Kitabın Ortasından’ programında Nevzat Cingirt abiyle beraber Dr. Faruk Özlü ve Hakan Kuşçuoğlu çıktığında Faruk Bey bize şunu demişti; “Niye Ayşe Keşir ilk çıktığı zaman ithal aday dediniz, bütün basın ayağa kalktı da Talih Özcan’a o tepkiyi niye vermediniz?” Ben oraya bir cevap vermiştim ama her ne kadar Ayşe Hanım’la aynı kaderi yaşasa da Talih Özcan Allah ona bir talih gösterdi yüzüne güldü Düzce’nin talihi oldu ve netice itibarıyla kendine rağmen, anlatılana rağmen, yapılan propagandaya rağmen burada seçimi ciddi bir oy alarak kazandı ve tabandan da sahadan da sokaktan da gittiği yerde etkileşimler iyi. Ama bu arada Aslıhan Tüysüz’ün 2. sıradaki desteklerini de unutmayalım. Hepsinden önemlisi şu var, bakınız bir şeye dikkat çekmek istiyorum; milletvekilliğinde CHP’ye oy verenler Cumhurbaşkanlığı’nda Kılıçdaroğlu’na vermedi ve Recep Tayyip Erdoğan’ a verdi. Bu çok enteresan ya. Yani Cumhurbaşkanı’na oy veren bir insan bir seçmen bir Düzceli ne yaptı? CHP Milletvekili Adayı’na oy verdi. Bu nasıl anlatılır bilmem ama bunun doğrusu şu; bu insanlar vekillik noktasında vekillik listesinde vekillik tercihinde aynı dili konuştuğu, aynı duyguyu paylaştığı insanları istiyor. İstemediği zaman tercihlerini böyle farklı bir şekilde kullanabiliyor. Düzce’de 2 kazanan var Dr. Faruk Özlü ve Talih Özcan. Yani bundan sonraki süreci hep beraber göreceğiz. Güzel bir atasözümüz var bizim; rüzgârın arkası yağış, kavganın arkası dövüş. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş gibi Düzce’de siyasi dengeler daha çok değişir. Ama burada şu var; 28 Mayıs’ta Düzceli Cumhurbaşkanı’nın ve oy verdiği iradenin arkasında çok dirayetli ve ciddi şekilde duracağını zannediyorum ve oradaki oylarda da bir düşüş var. Herhalde rehavet ve zafer sarhoşluğuna düşmeden gönül verenler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönül verenler bu sandıkta Düzce’yi en güzel şekilde temsil eder. Öyle Hasan Şengüloğlu’nun bakmayın Düzce’de 68 ile sıralamaya girdik diye Düzce 74’tü, orada da 7-8 puan Cumhurbaşkanı’nın oyunda bir düşme var. Neye göre düşme var? 25 bine yakın yeni seçmene göre yine düşme var. Bir başarı değil. 138 binlerden 133 bine düşmüş. Yani milleti eğeceğinize bükeceğinize tartışacağınıza biraz kendinize bakın; ‘Biz nerede yanlış yaptık da bu millet bu teveccühü gösterdiği partisine ve liderine niye bu şekilde bir hâlle hâllendi.’ O Yığılca’nın İlçe Başkanı vardı, telefonda görüşüyordu; ‘Yüzde 81 oy alacağız Sayın Başkanım’. İttifakla beraber alındı ama MHP’nin oyları ile beraber o da yüzde 63’te kaldı. Hani derler ya ‘bekâra hanım boşamak kolay’ derler yani tabiri caizse burada şu var; söylenen söz yerine gelmeli ve gelmedi artık bu sefer Yığılca’nın İlçe Başkanı ‘Sayın Cumhurbaşkanı’m yüzde 81’le rekor kıracağız dediği bu sefer partisi yüzde 63’lerde kaldı Yığılca’da.
Düzce’de 3-4 tane büyük otomotiv bayileri iştirakleri var. Ahmet Durdu, Şemsi Durdu, Hızel’ler var Görür’ler var, memlekete hem ticaret yapıyorlar hem hizmet yapıyorlar. Sattıkları araçlarla beraber servisiyle beraber parçasıyla beraber bu bir hizmet ama burada ben bu bahsettiğim isimlerin hepsi mübalağasız ve tartışmasız sıfır araba alınırken 150 bin 200 bin 300 bin avantayı vermeden sıfır arabayı önüne koymayalım. Beklersin! Haziranı bekle, temmuzu bekle, ağustosu bekle. ‘Sıfır araba var ama işte bizde değil başka bir yerde.’ Nerede o? Başka birinde 200 bin lira, 150 bin lira istiyorlar. Adam bir utanır sıkılır ya! Bunu fırsat mı bildiniz yani bu 150 bin liradan 200 bin liradan bir arabada ihya olacağınızı mı zannettiniz? Bu memlekette 20 yıldır 30 yıldır ticaret yapıp bu memleketin insanından para kazan, sıfır arabayı satarken piyasa şartlarından yakınından kenarından köşesinden geçmeyen rakamlarda 150 bin 250 bin vereceksin ancak öyle sıfır araba. O zaman hemen geliyor araba! Avantayı verdiğin zaman sıfır araba 2-3 günde önüne geliyor. Karaborsa gibi bir şey ya. Bunun ticari bir müeyyidesi var mı bilmiyorum. Baksınlar garajlarına arkalarına, bu devlet buna baksın, başta Sayın Vali Cevdet Atay olmak üzere, Sayın Vali’m bunları insanlar konuşuyor ama buradan konuşmuyorlar. Sıfır araba almaya giden adam normal şartlarda müracaat ettiği zaman 2-3 ay bekliyor ama arabasına göre avantayı verdiğinde veya önden verdiğinde araba 3 günde geliyor. Bu nasıl bir ticaret! Siz bu ticareti siz bu bayiliği bu imkânları Düzceli’nin sayesinde almadınız mı? Bu nasıl bir anlayıştır? Ve enteresan olan şu var; insanlar gidiyorlar engelli raporu ile beraber araba alıyorlar değil mi? ÖTV indirimi var, diyelim ki bir araba 1 milyon lira, ÖTV indirimiyle beraber araba düşüyor 600 bin liraya, yüzde 40 civarında, 350 bin lira para istemişsin ya. Adam zaten ÖTV indirimden faydalanacak. Sana 350’yi verdikten sonra 50 bin lira için mi çileyi çekecek? Gözünüz doysun ya! Burada ben fotoğrafıyla haberiyle bilgisiyle, bazı bilgiler paylaşıldı burada sadece ikaz ediyorum. Burada isimleri de söyledim bir tanesi de desin ki ‘yalan konuşuyorsun’, adliye Fevzi Çakmak’ta. Şahitli ispatlı bunlar.
