Biliyorsunuz bu akşam miraç kandili. Recep ayına girdik, üç aylardayız. Miraç kandilimizde, Miraç gecemizde hayırlara vesile olsun.  Miraç Allah'ın huzurunda olma anlamında bir ifade ve müminin miracız dedikleri namaz ve Allah'ın kulu ile en yakın olduğu yer secdeyi Rahman bu akşam dualarımızı edelim.  Cuma günümüzde, Miraç gecemizde hayırlı olsun, mübarek olsun, kutlu olsun efendim.  2 haftadan beri depremle ilgili meselelerde, depremle ilgili acılarda yaşıyoruz. Herkes bir şey söylüyor, duygusunu söylüyor, doğrusunu söylüyor.  Herkes bir şey yapıyor. Duygusuyla yapıyor, doğrusuyla yapıyor ama az veren candan hani çok veren maldan hesabı Türkiye büyük bir imtihanından geçti.  Ciddi boyutta bir para toplandı. Efendim bir tane Aklı uzun yani muhalif olmaya çalışan bir siyasi partinin CHP'nin ilçe başkanı yazmış.  ‘Bu yardımlar, bu yardımlar efendim bağımsız milletvekilleri tarafından denetlensin var mısınız’ ya bir kere de bu memleket için, bu millet için, bu insanlık için ağzınızdan hayır niyetli bir ifade çıksın arkadaş ya. Yani bu felaketin üzerinden, bu kıyametin üzerinden, bu acının üzerinden siyaset yapıp buradan biz ne elde ederiz demenin dört kitapta yeri yok arkadaş. Çok sütü bozuk ifadeler bunlar.

Biz devletimizi güvenmeyeceğiz öyle mi? Devlet 7-24 orada olacak.  Bakın Düzce'den bütün kurumlardan, bütün birimlerden yüzlerce insan oraya gitti. Bunlar Hilali Ahmer cemiyetiyle mi gidiyor?  Hesaplara paraları yattı, buradan insanlar gidiyor yük taşıyor, geliyor gidiyor görevli gidiyor. Bunlar neyle oluyor arkadaş? Yani şundan emin olalım, burada dünyanın en süper gücü Amerika Birleşik Devletleri diyelim veya Rusya diyelim ve İngiltere ve Almanya. Böyle bir depremde, böyle bir felakette bu yükün altında kalırdı ya. Bu milletin inancı ve geleneğindeki asaletle bu yarayı biz en az şekilde yani en az şekilde derken en az yara acıyla sarmaya çalışıyoruz. İnsanlarımız organize olmuş. Devlet bütün gücüyle orada. Hani mahalle yanarken saç tarar gibi böyle bir hal olmaz. Mahallenin kadının saçları varmış, bazı kadınlar yangın varken. Böyle bir şey olabilir mi ya? Yani kasap et Koyun can derdinde. Devletin gelen yardımlarını beraber efendim kontrol edelim mi? Devlet niye var zaten o zaman. Yazık ya hakikaten yazık. Yazıklar olsun ya birileri oradan bakınız ben yerel Öncü Televizyonu, radyosunda, Öncü Medya’sında bu tür söylemleri bulunanları genelde ve yerelde en üst seviyede nasıl anlayacaklarsa o dilde, bunu ben buradan dillendireceğim. Böyle bir şey yok. Hani bekara kadın boşamak kolay hesabından beraber, bunlar efendim orada oturdukları yerde, sobalarda uyurken yellenen takım racon kesiyor veya akıl veriyor. Bir dakika yani bir git sahaya bak bakayım. Yazık günah.  

Bu arada saha demişken AFAD İl Müdürü, Çevre İl Müdürlüğü'nün Nurhan Hanım'ın beyi Ali Kartal Bey, geçen gün burada biz orada gezip duruyor dedik.  Niye dedik?  Orada bir diyalog kuramadık orada ne yaptığını, ne ettiğini. Gezmiyormuş Düzce'de AFAD'da yaptığı neyse efendim oradaki görev noktasında Elbistan'da Görevli olarak çalışıyormuş. Bunu da düzeltmiş olalım. AFAD’da ki başarılarıyla iradesi ve İdaresi ile buradaki tecrübelerini orada yansıtıyormuş. Bizim de bu şekilde bir açıklamamız olsun.

Netice itibariyle Bir de Gündem oluştu. Bu gündemlerden bir tanesi de neydi efendim seçimler ertelensin mi ertelenmesin mi? Tartışma ya. Yangın var yangın. Canlar gitmiş. Depremin altından insanlar tek parça çıkamıyor bu enkazın altında. Seçim olsun mu? Olmasın mı? Bakın tartışma bile hoş bir şey değil. Seçimler tarihinde olacak öyle görüyoruz, öyle biliyoruz. Tabi bizim aklımız bu ama devletin de bir aklı var. Devleti yönetenlerin bir aklı var. Yani devletin sadece biz devleti bir bakandan, Başbakandan, genel müdürden, validen ibaret de görmeyelim. Bir devlet var. Bunların arkasında. Bunun da bir aklı var. devlet aklı var. Biz Muz Cumhuriyeti değiliz. 2500-3000 yıllık bir devlet geleneğine sahibiz. Ne zaman, nerede, nasıl karar vereceğini devletin sahipleri planlar. Devleti yönetenler uygular. Seçim tartışması da çok sanal bir tartışma ve bunlara alt alta, üst üste baktığımız zaman hakikaten enkazın altından tek parça çıkmayan bedenlerin ruhlarını incitiyoruz ya. Ben şuna inanıyorum, bakın AFAD bir çalışma başlattı Türkiye genelinde. Çok standart getirdi bu konteynere. Türkiye'nin farklı yerlerinde üretilecek. Düzce Valiliği ’de bin tane, bin taneye yakın  konteyner üretimine başladı. Şimdi biz bu CHP ilçe başkanından soralım mı? Kaç tane neyi nereden alacağız? Bu yardımlar nasıl oldu, nasıl gitti? Ne güzel bir komisyon kurulmuş orada. Bir FETÖ'cü bulaşıkları vardı onlar ayıklanmış oradan, sokulmamış sahanın içine. Evet çok da güzel olmuş. Şimdi Düzce Valiliği oradaki kardeşlerimize, oradaki yurttaşlarımıza, oradaki insanımıza, dindaşlarımıza veya insanımıza Hristiyan’dan, Müsavisine orada bir din dil ayrımı yok ki. Orada bir felaket olmuş. Buraya konteyner yapacak. Şimdi denetleme Komisyonu Başkanı mı yapalım bu adamları? Bakın nerede, neredesiniz ya siz? Neredesiniz? Anlayışınız nasıl bir anlayış? Yazık günah ya.

Ben şuna inanıyorum kendisine çok doğru, çok dürüst, çok namuslu, yani çok çok özel göstermek isteyen insanlar bana hiç inandırıcı gelmiyor.  Siyasetinde, bürokrasisinde içinde. Dervişin fikri neyse zikri o olurmuş ya heh şimdi burada şu var; Arsız arsızı konuşurmuş, arsızlığını meşrulaştırmak için. Hırsız hırsızlığı konuşurmuş hırsızlığını meşrulaştırmak için. Ahlaksız ahlaksızlık konuşurmuş, ahlaksızlığını meşrulaştırmak için. Namussuz namussuzu konuşurmuş, namussuzluğunu meşrulaştırmak için. Evet maalesef durum bu. Çok yani farklı farklı kanallarda farklı farklı enformasyonlarda, bu bakınız gemi hepimizin gemisi devlete olan güvenin, devletin mekanizmalarına olan güvenin, fedakarlığına olan güvenin, zedelenmesinin üzerinden prim yapmaya çalışan zevatın bu memleketin kanıyla, ruhuyla, sütüyle maya ile alakası olmadığına inanıyorum. Çünkü içimizde çok, içimizde çok. Böyle hem sütü bozuklar çok, hem de mayası bizden olmayanlar var ama bizim gibi görünenler var. Onlar bugünler için bu memlekete inşa edildi, istihdam edildi veya konuşlandırıldı. Ne kadar çok bulandırıldı, ne kadar çok sulandırıldı, bu yardım noktasında. Ben şuna inanıyorum devletin birimleri gerek yardımlarında gerek birimlerinde Beytü’l-mal şuuru ile hareket edip burada en hassas şekilde, en adaletli şekilde, en samimi bir şekilde, en veballi şekilde, organizasyonunun yapıldığına ve yardımın yapıldığına gittim ben gördüm şahit oldum. İman ettim gördüm ama bunu istismar etmek, bunun üzerinden siyaset üretmek, bunun üzerinden ben buradan ne elde edebilirim mantığıyla hareket etmek hakikaten bu memleketin, bu milletin, bu toprağın neslinde yok, mayasında yok. Bu adamların ben mayasından, sütünden, kanından şüphe ediyorum ki irdelensin böyledir.

Bakınız bir daha söylüyorum Düzce Valisi Sayın Cevdet Atay güzel bir adım attı Birkaç adım atıldığı, iş adamlarının destek olduğu, Ticaret Odası, Esnaf Odası,  Düzce Ticaret Borsası olayın içine dahil oldu ama dahil olurken de kenarından köşesinden birtakım FETÖ’cüler de bu işin içine dalmaya çalıştı. Onlar hop dediler, bir dakika sen bir dur dediler. Artı güzel bir çalışma var, mükemmel bir çalışma var. Ne var? Evsiz kalana, çaresiz kalana, imkansız kalana, imkan sunma var. Bakınız o yapılan konteynırlarda, yapılacak olan konteynırlarda petek dahi var. Merkezi ısınma sistemi ile bir çözüm üretecekler, insanları üşütmemek için. Eğer burada bir istismar varsa bunun hesabını dünyada ve ahirette verirler bu yardımları bu şekilde denetlensin diye öyle aklı uzunlar var. Yani bunu da muhalefet olsun diye yapıyor.

Allah Allah ya, yok ya yok bunların bu memlekette, bu mayada hiç alakaları yok. Bunların mayaları, kökleri bozuk ve Düzce Valiliği’nin çalışmasına hakikaten gönül verelim. Orada Öncü Medya’nın internet sitesinde bununla ilgili hesap numaraları var. İnanın ben size bir şey söyleyeyim inanın yöreye gitseniz görseniz televizyonda ve medyada anlatılandan daha böyle duygusal haller var, daha duygusal insani haller var. Hani burada felaket tüccarlığı tellallığı yapmayalım ama yine söylüyoruz her nimetin arkasında bir külfet her külfetin yarınında bir nimet var ama biz sabredeceğiz ve bu tür söylemlere bu tür eylemlere bu tür dangır dungur işlere gözümüzü kapatacağız ve orada gece gündüz 7-24 çalışan, gönüllü çalışan, sivil toplum olarak çalışan, devlet olarak çalışan, devletin birimleri olarak çalışan insanların da o samimiyetini, o samimiyetine, o iyi niyetini, o gayretini, o asaletini incitmeye hakkınız yok. Yani şov yapmaya, siyaset yapmaya vakit yok. İnsani amaçlarla, İslami duygularla ve toplumun gerektirdiği insanların ihtiyacı olan hallerle hallenmenin vakti geldi. Çünkü biz bunu yaşadık. Allah bize bir daha yaşatmasın. Bu vesileyle Üç aylara girdik. 3 aylar mübarek aylar. Miraç gecemiz var. Miraç gecemizde çok dua edelim orada mücadele edenlere, orada bulunanlara, insanların Canına can katmaya, yaşama standartlarını yükseltmek için çalışan devletimize, devletimizin yöneticilerine, yardımcı olan tüm sivil toplum ve insani olarak, İslami olarak vicdani olarak burada bulunan herkese dua edelim. Gecemiz hayırlı olsun. Pazartesi günü görüşmek üzere, hoşça kalın, dostça kalın, Allah'a emanet olun.