Perşembe günü 4.8 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Kızılağıl denen bir bölgede gerçekleşti. Biz bunu Düzce’de hissettik. Çarşamba günü akşam bir deprem çalıştayından bahsettik. Düzce Belediyesi’nin bu konuyla ilgili 8 mahallede tespit yaptığını, 4 mahallede öncelikli olduğunu ve tespitlerden sonra hızlı bir şekilde kentsel dönüşüm noktasında bir çalışma yapılacağını öğrendik bu çalıştayda. Depremin zengini, fakiri, yaşlısı, genci yok. Ne var? Hayatın bir gerçeği. Okul öğleden sonra müsaade etti, Valilik öğrencileri evlerine gönderdi. Panik havası yaşandı. Bunu sürekli hatırlatmaya gerek yok.

Bolu’daki, Çilimli’deki, Kaynaşlı’daki fay hattında uzmanların bir tespiti var. Bir deprem olabilir bu memlekette. Bunu gerçekten yaşıyoruz ancak kentsel dönüşüm noktasında bizim yaptığımız değerlendirmeleri bir yaranma gibi veya bir siyaset gibi değerlendirenler oldu yorumlarında. İnsanların dediklerine saygı gösteriyoruz ama siyasetinde üstü mal ve can kaybından bahsediyoruz. Ne siyaseti? Düzce Belediyesi AK Partili olsa ne olur? CHP’li olsa ne olur? İYİ Partili olsa ne olur? MHP’li olsa ne olur? Belediye bir çalışma yapmış kentsel dönüşüm için. Bu çalışmanın desteklenmesi lazım. Burada Dr. Faruk Özlü olsa ne fark eder? Mehmet Keleş olsa ne fark eder? Başkası olsa ne fark eder? Riyaset makamı burada bir çalışma başlatmış. Eleştireceğimiz konular mutlaka vardır ama sahipleneceğimiz ve destek olacağımız konularda vardır. Bu konuların başında kentsel dönüşüm geliyor arkadaş. Bu siyaset üstü bir anlayışla, bir bakışla talip olunana bu büyük adıma destek olmak gerekiyor. Olmadık m? Olmayabiliriz, siyaset yapabiliriz, engel olmaya çalışabiliriz. Kim kaybeder? Allah rahmet eylesin, Mahir Kaynak vardı. İyi bir istihbaratçıydı. Derdi ki; “Sebep ve sonuca bakın. Sebebi oluşturanlar, sonuçtan kazanan kimlerse onlardır.” Yani buranı siyaseti yok, kentsel dönüşümün siyaseti yok, kentsel dönüşümün riyaseti de yok. Kentsel dönüşümün kesinlikle ve kesinlikle Düzce’nin insanının yaşamının, malının, canın hayata bağlanması, kurtarılması noktasında bir duruşu var. Bunun da böyle değerlendirilmesinde bir fayda var. 

Yasin Yılmaz Sağlık İl Müdürü. İstifa etti dün akşam 5’e 5 kala ve milletvekilliğine aday oldu. Çiğdem Günal hanımefendi de istifa etti ve o da milletvekilliğine aday oldu. Şimdi gelelim bu adaylıkların perde arkasına demeden şöyle bir gerçek var; Yasin Yılmaz, uzun zamandan beri milletvekili adayı olmak için gerçekten mücadele veren bir insandı. Bu ekranlarda dedik ki biz ‘Milletvekilliğini, İl Sağlık Müdürlüğü gibi yapacaksa Allah nasip etsin. Allah herkesin kaderine, herkesin rızasına, hayat diyor niyetlen, nasip arasında yaşanırmış. Niyeti halis olanların nasibinde de halis duygular gerçekleşiyor. Çiğdem Günal istifa etti İl Genel Meclis Başkanlığı’ndan. O da milletvekili adayı hayırlı olsun. Orda da yine İl Genel Meclisi başkanı seçilecek. Gölyaka’da İl Genel Meclisi üyesi olan, Gölyaka’da ilçe başkanlığı yapmış olan bir arkadaşımız var. O da İl Genel Meclisi Başkanlığı’na aday. Fazlı Koç il genel meclisi başkanlığına aday. Teşkilattan geliyor, ilçe başkanlığı yapmış, il genel meclisi üyesi. Tabi siyasi büyükler ne uygun görür, nasıl riyaset makamı nasip ederde, buraya da bu talip. Diğerleri de kaliteli insanlardır, diğer  adaylarda, bu işe talip olanlarda güzel insanlardır ama Fazlı başkanın o konuda gençlik kollarından da gelme bir heyecanı var. Niyeti hayır olanın akıbeti hayır olsun.

2 şey dikkatimi çekti. AK Parti İl Başkanı Hasan Şengüloğlu kardeşimiz bu seçimde milletvekili aday adaylarının il genel sekreteri üzerinden alma gibi bir temayüle geçti. Taktir onundur, bilemeyiz fakat 2 kişiye farklılık tanıdı. Birisi Mustafa Keskin eski il başkanı. Hakan Kuşçuoğlu ile Mustafa Keskin’in müracaatlarını kendisi aldı. Birisi merkez ilçe başkanı, birisi de il başkanı. Efendim milletvekilliği sıralamasına girecek isimleri il başkanı aldı diye değerlendirdiler. Bu siyasi ve insani bir vefadır. Merkez ilçe başkanlığı yapmış olanınkini de kendisi aldı, il başkanlı yapmış olanınkini de kendisi aldı. Diğerleri temayüllere göre hareket etti. Burada öküz altında buzağı aramaya da gerek yok.

Serkan Yiğit. Kim bu? SEDAŞ Bölge Müdürü. Sakarya, Düzce, Bolu bölge müdürü. Yeni atandı Serkan bey. Çok hassas birisi. Vatandaşın bir tanesi bize ulaştı. Dedi ki; “Ben elektriğimi alamıyorum. Depremzedeyim, evim yıkıldı, hemen yanına ev yaptım. SEDAŞ bizi 20 günden beri gezdiriyor. Bunun haber olmasını istiyoruz” dedi. Biz de SEDAŞ Bölge Müdürü’nü arayıp böyle  bir durum var dedik. Hemen bilgilendirme notunu bize gönderdi. Arkadaşımız müracaat etmiş, elektrik projesini çizen şirketle ilgili hızlı çözümleme olmadığı için yani sonuçta mevzuata uygun olacak, genelgeye uygun olacak. Olmadığı için geriye kalmış. Şu an itibariyle de vatandaşa kendisi teslim etmiş, vatandaşta bilgilendirilmiş. “Pazartesi günü gidip gerekli keşfi yapacağız” dedi. Bilgi güzel. Vatandaşın beyanına göre; “ SEDAŞ bizi 20 gün gezdirdi” ama bölge müdürü konuya hakim olduktan sonra tık tık çözüldü. Özellikle bu Yiğit kardeşimize teşekkür ediyorum, hassasiyetinden dolayı, vatandaşa gösterdiği hassasiyetten dolayı. İnşallah çok güzel hizmetler yapar ama eğer doğruysa iddia, ki doğru olmasa vatandaş bu kadar isyan etmez. Kim bu vatandaşı gezdirdiyse, ekonomik olarak para verip de enerji almak için verdiği proje şirketi gezdirdiyse onun ama SEDAŞ’ın görevlileri gezdirdiyse onların mutlak ve mutlak beklentisi, bir niyeti var. Bir art niyet var, burada iyi niyet yok. Bölge müdürünün bunu konuda ki hassasiyetini de bir daha taktir ediyoruz, teşekkür ediyoruz. Vatandaş duyarlı olursa hakkını arama noktasında ve derdini anlatma noktasında daha güzel, daha olumlu sonuçlarla biz karşılaşabiliriz.

Şimdi seçim dönemine girdik. Seçim döneminde aday adaylarımız var. Bütün siyasi partilerin adayları bu memlekete güzel hizmet etmek için yola girmişler. Burada da birçok fuzuli olabilecek nöbetçi adaylarda var. Profile hiç uymayan isimlerde var., talip olanlarda var. Bunu arkasında tabi çok kaliteli isimlerde var, vizyonu düzgün isimlerde var. Kaliteli derken biz TSE standartları enstitüsü değiliz ama vizyon noktasında, memlekete katkı noktasında inşallah bu hayırlara vesile olur. Çok şey söylemeye gerek yok. Güzel bir sözle tamamlayalım. Büyükler derki; “Beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır.” Beklediğimiz gün, çektiğimiz çile, hepsi hayırlara vesile olsun.

PROGRAMIN TAMAMINI BURADAN İZLEYEBİLİRSİNİZ...