Tarih sahnesine tekrar çıkmak istiyor.
Kaybetmiş olduğu otoriteyi tekrar ele geçirmek istiyor, var gücü ile mücadele ediyor, zamanın gediğini düşünüyor ve bunu ise İznik’te ilan etmek istiyor.
Kim bu Pavlus? Ve neyi temsil ediyor?
Daha önce ne yaptı, neyi başardı, neyi kaybetti ki tekrar geri dönüp kaybettiğini geri almak istiyor.
İznik ne alaka, neden burası bu kadar önem ihtiva ediyor, Vatikan değil de neden İznik?
Bugünler de herkes Papa’nın İznik’i ziyaretini ve yapacağı ayini konuşuyor.
Üç beş taş parçasına yapılacak bu ziyaretin amacı ve ayinin önemi ne olabilir ki?
Tekrar ve ısrarla soruyorum neden Vatikan değil de İznik? Neden?
Ve tekrar soruyorum ayinin içeriği ne, katılımcılar ne adına kime sözler verecekler?
Yazı biraz uzun olmakla beraber okumanızı rica ediyorum, belki bir ufuk açar, benim gördüğüm veya göremediğim noktalarda hayata beraberce bir anlam katarız.
Bu soruların cevabını bulduğumuzda aslında şu an yeryüzünde ki çatışmaların ve insanlığın sürüklenmiş olduğu uçurumun sonunda insanlığın, nereye varacağını ve neyle karşılaşacağını da görmüş oluruz.
Tam da buradan irdelemek ve bir ufuk açmak istiyorum ki gelecek kaygısı taşıyan bizlerin, aynı zaman da adımlarımızı atarken karşımıza çıkacak “Pavlusları” hayatımızdan çıkarıp atmada cesur davranmamızı sağlasın.
Olurda istemeyerek de olsa bizlerde teslisi hayatımızın mihenk taşı yaparız endişesi ile.
Evet İsa peygamber, sapkın İsrail oğulları içerisindeki tevhid mücadelesinin en şiddetli dönemlerinde, kendi yanında duran ve yol arkadaşlığı yapan havarilerini, zulüm karşısında daha fazla dayanamayacaklarını gördüğü için ve aynı zamanda bulundukları toplumun ıslah olmayacaklarını düşündüğü için, ıslah olmayı bekleyen toplumlara doğru hicret etmeleri gerektiğini söyleyerek, yeryüzüne yayılmalarını istemiştir.
Bundan amacı, İsrailoğullarının Allah’a eşler koşarak oluşturmuş oldukları sapkın inançlarını, toplumların hayatından çıkartarak tek olan Rabbe geri dönmelerini sağlamak ve hayatlarını ihtiva eden hukuklarını, örflerini ve adetlerini bu minvalde yeniden şekillendirmelerini sağlayarak yeryüzünde ki bozgunculuğu ortadan kaldırarak yeniden selam yurtlarını oluşturmaktı.
Ve bunda kısmen de başarılı olmuştur.
Çok hızlı bir şekilde yeryüzünde, özellikle Anadolu’dan başlayarak yakın olan her coğrafyaya, havariler aracılığı ile tevhid inancı yayılmıştır.
Fakat bu yayılma sırasın da yaşanılan bazı olumsuzluklar ve İsrail oğullarının artarak devam eden zulümleri karşısında, isteyerek veya istemeyerek oluşan refleksler ve inanç bütünlüğü, Pavlus’un önüne fırsat olarak gelmiştir.
Kısmen dememin sebebi de işte tam da burada ortaya çıkmaktadır.
İsa taraftarları da denilen bu Müslümanlar, tevhid inancını özümsemekle beraber hayatlarını şekillendirecek birçok davranışı ve hukuku, Musa peygamberin kendilerine ulaştırmış olduğu Tevrat’tan almaları gerekirken, İsrail oğullarından görmüş oldukları şiddet ve zulüm karşısında, tepkisel davranarak ve bunları terk ederek, kendi yanlarında duran daha çok pagan kültürünün unsurlarını sahiplenerek miladi üçüncü yüzyıllara, pagan kültürün kurumsal yapısı olan Roma sınırlarına kadar gelmişlerdir.
Ve kapıyı çalmışlardır!
Roma imparatorluğu kapıyı açtığında karşısında duran tehlikeyi görmüş ve kendi otoriter yapısını, inanç yapısını ve yaşam biçimini tehdit eden ve çok hızlı yayılan bu inanç karşısında ne yapacağını kara kara düşünmeye başladıkları an, işte tam da bu an, şu an kilise denen ve o dönemde kafalar karışık tevhid inancının mabetleri olan ibadethanelerin üzerinde hakimiyet kurmuş olan “Pavlus”, konumunun vermiş olduğu güç ile tarih sahnesine çıkmıştır.
Ve İznik konsülünü topluyor.
Hedef, kendisi de aslında pagan olan ve bir türlü kültürel alt yapısını terk edemeyen pavlus, Bizans kralı ile anlaşarak, İsa peygamberin getirmiş olduğu ve zamanla içerisine değişik pagan inançlardan sokulmuş şirk unsuru ihtiva eden ama hala zırhsız bir şekilde varlığını sürdüren tevhid inancına son darbeyi vurarak, İsa peygamberin İslam olan inanç yapısını, Hıristiyanlık kisvesine bürünmesini sağlamaktır.
Bunda da başarılı olmuştur.
İznik konsülü ile beraber tevhid inancını ihtiva eden bir çok yazılı metin ve kitap ortadan kaldırılır iken, pagan düşüncenin temeli olan teslis inancını bu yazılı metinler içerisinden en çok dejenere olan dört tanesinin içerisine sokarak, bunları da kutsayarak, pagan kültürünün İsa peygamberin getirmiş olduğu inanç yapısını teslim almasını sağlamıştır.
Artık İsa Rabbidir ve Allah’ın ortağıdır, aynı zamanda İsa’nın temsilcileri de Allah’ın ortağıdır.
Artık tevhid inancı kalmamıştır ve toplumlar ortaya çıkarılan bu yeni inanç yapısına isteyerek ve istemeyerek çoğu zamanda şiddet kullanılarak tabi olmaları sağlanılmıştır.
Pagan inanç yapısı, insanoğluna zulümden başka bir şey sunmayan ve çökmeye yüz tutmuş bu inanç yapısı, bu kan değişimi ile birlikte yepyeni bir güç elde etmiştir ve tarihe yeniden adını yazdırmak için taze bir güç ile yola çıkmıştır.
Bu güç ile birlikte aynı zamanda krallıkta kendisini koruma altına almıştır.
Bu başarı ve kazanç yeryüzünde belli bölgelerde yüzyıllarca sürecek hakimiyeti kilise ve krallık adına getirmiş ve bin altı yüzlü yıllara kadar kilise hakimiyetine merkezi otoritelerin de el vermesi sayesinde devam etmiş ve paganizm otorite olarak bu hristiyan ve pagan toplumlar üzerinde hüküm sürmüştür.
Tabii ki insanlık, bu süreçte ve özellikle bu sürecin sonuna doğru kilisenin yani pagan inanç sahiplerinin, otoritelerini korumak adına zulümde zirve yapmalarına neden olmuş, insanlık dışı davranışlar toplumsal yapının her yerine sirayet etmiştir.
Pagan düşüncenin tüm saçma sapan inanışları, değişik ritüelleri, Rabb adına kilise tarafından, insanlık hayatına zorla monte edilmeye çalışılmış, uymayanlar da hunharca bertaraf edilmiştir.
Bu süreç acılar içerisinde geçerken toplum içerisinde Allaha karşı tavır alınmalara ona karşı savaş açmalara neden olmuş ve yeni bir akımın doğmasına sebep olmuştur.
Seküler dediğimiz bu kesim, işlenen tüm bu cahillikleri ve vahşilikleri Rabbimize bağlamış ve onun sorumluluğunda gerçekleşen fiiller olarak hem kendilerine hem de toplumlara lanse etmişlerdir.
Artık hayatımızda yaratıcıya yer yok ve üstün olanlar bizleriz demişlerdir…
Haftaya anlatmaya devam edeceğiz inşallah.
T.K. @kul6303839