Aylardır yazıp çizip ifade etmeye çalıştığım, yenidünya düzeni ve bu düzen içerisinde paganların ve sekülerlerin yanında yeryüzünü yeniden imar etme ve yönetme misyonu içerisinde yer almak isteyen, sonunda da yerini alacak olan, üçüncü bir kutbu ortaya koymaya çalıştım, dilimin döndüğünce.

Masalar kurulup, pazarlıklar yapılır iken, güçlerinin zirvesinde olan ve birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışan bu iki kutup, istemeye istemeye, bu yapılanmanın içerisinde. Vicdan sahiplerinin yürüyüşlerinin önünde, öncü olarak duracak ve kendi adlarına bu yürüyüşü kontrol edecek, yeni bir kutba, yani üçüncü bir yola razı olacaklarını ayrı ayrı davranışları ile göstermişlerdir, hiç de istememelerine rağmen ama şeytani bir plan ile.

Son dönemde yaşanılanlar, bu gerçekliği en azından benim ortaya koymaya çalıştığım bu pratik durumu onaylar bir hal içerisindedir.

Bir kaç ay önce, ilk planda Alaska’da kendi aralarında kurulan masada, bir ay öncesinde, Çin’deki Shangai zirvesinde ve geçen hafta içerisinde Amerika’daki Birleşmiş Milletler toplantısı süresince yaşanılanlara, at gözlüklerini çıkarıp baktığımızda, bu yapılanmayı ve amacını daha iyi görüp hissedeceğiz.

Bu pratik durumun ve hazırlığın daha somut işleyişini ve hedeflerini çok yakın süreç içerisinde daha açık ve detaylı bir şekilde göreceğiz.

Yaşanılanlar ve yaşanılacaklar bu yapılanmanın oluşumunu tamamlanması üzerine gerçekleşen bir pratiklik ve geleceğin oluşumu adına alınan kararlar, görsel showlar ve tiyatrolar ile kendisini açıkça göstermektedir.

Burada beni esas ilgilendiren nokta üçüncü kutup ve onun önünde duran temsilcileridir.

Diğer iki kutbun inanç yapıları ve hayattan beklentileri, iblisin kontrolünde olduğu için bu yaşam alanlar beni çokta ilgilendirmiyor.

Onların yapmak istediklerini ve planlarını anlamak dışında, hayal dünyalarında dolaşmamı sağlayacak bir beklentim ve duruşum olmayacaktır.

Bu duruş ile birlikte yeryüzünde ki vicdan sahibi insanların hareketliliği ve onların yol tutuşları, benim için aslolan ve elzem olandır.

Çünkü benim ve insanoğlunun kurtuluşa ermesi, bu vicdan sahiplerinin yürüyüşlerinin sağlıklı bir şekilde ufuğa varması ile mümkün olacaktır.

Bende bu yürüyüşün sağlıklı bir şekilde yol alması ve hedefine varması için, bu yürüyüşün önünde duran çakıl taşlarını temizlemek adına, elimden geldiği kadarı ile yürüyüşe katılmakta ve bu yürüyüşün akamete uğramaması için katkıda bulunmaya çalışmaktayım.

Aynı zamanda, bu kutbu temsilen bu masaya davet edilen Erdoğan’a ileteceğim mesajlarımla, bu vicdani yolu ve yürüyüşü saptırmak isteyenlerin şeytani planlarını kendisine hatırlatarak, onu uyarmak istiyorum.

Oturduğu ya da oturtulduğu bu masada, “Yusuf” karakteri sergileyerek kendisine bahşedilen zenginlikleri bozuk para gibi harcamamasını sağlamak, bu yürüyüşün önüne geçerek “Yusuf - Yusuf” karakteri sergilemesine engel olmak, onların çanaklarına su taşımaması gerektiğini hatırlatmak istiyorum.

Her şeyden önce bilinmeli ki, yürekli ve vicdanlı insanların, hür ve özgür iradeleriyle, yeryüzü arenasına çıkıp Rabbimiz bize yeter, vekil olarak onu tayin ediyoruz, tufanı ile Gazze’de bozdukları tüm düzenlerini geri almanın tek yolunun, bu irade sahibi bireylerin güçlerini ve etkilerini ellerinden almakla mümkün olacağını görmüşlerdir.

Yine bu geri dönüşü sağlayabilmek adına, bu yürekli özgür bireylerin heyecanlarını ve mücadelelerini satın alacak yepyeni bir güce ve yönlendirmeye ihtiyaçlarının olduğunu da çok iyi biliyorlar.

Bunun içinde, çıkar yol bulmak adına, kuyulara attıkları insanlığı yine sahtekarca hilelerini kullanarak, bu kuyudaki insanlığın üzerine atacakları yılanlar ile boğarak, bunu başarmak istemektedirler.

Fakat bilmedikleri ve idrak edemedikleri, üçüncü yol olarak insanlığın önünde duran bu vicdani hareketlilik karşısında, sahneye atmış oldukları yılanları yutacak ve insanoğlunu kuyulardan çıkaracak ilahi gerçekliğin ve Allah’ın yasalarının mutlak oluşunun varlığından habersiz oluşlarıdır.

Tamda burada, Erdoğan ne alaka diye soruları ve serzenişler duyuyorum.

Benim burada ifade edeceklerimi lütfen ön yargısız düşünerek yaklaşın, varsa sizlerin yapıcı itirazlarınızı ortaya koyun ki, vakıa olan bir yapılanmada, olurda kendisine biçilen misyon içerisinde, iyilik adına davranışlarına faydanız olur ve duruşunu “Yusuf” olarak sabitler.

Eğer sizler, bu misyonu üstlenen veya üstlenmek durumunda kalan bu öncü karakter karşısında, sürekli onu yeren, onu taşlayan pozisyonunda olursanız, bu sefer belki de “Yusuf” olacak bir karakteri, “yusuf yusuf” karakterine dönüşmesine vesile olursunuz.

Rabbimizin kimin eliyle, ortalığa saçılan bu yılanları yok edeceğini ve insanlığın atılmış olan bu kuyulardan çıkaracağını bilemeyiz.

Bizlere düşen, gereksiz bir şekilde kavga ederek, küfretmek değil. Ya da kutsayarak putlaştırmak ve ilahlaştırmak hiç değil. Bizlere düşen, yol tutuşunun iyilik adına olmasını sağlamak için yapıcı ve uyarıcı sözlerimizle ona biçilen bu misyonda doğru yol tutmasını sağlamaktır.

Emin olun küfretmek veya putlaştırmak çok kolay, zor olan burada vicdan sahibi olarak yer alıp, insanlığı iyiliğe ulaştıracak yollar açmaktır.

Bu ise yalnızlıktır, itilmişliktir, küçümsenmektir.

Peki, bu son gelişmelerin ilk somut hedefi nedir ve benim ikazım hangi yöndedir?

Bu iki kutup anlaştılar ve Gazze’deki zulmün yönünü değiştireceklerdir ve bunun hazırlıklarını yapıyorlar.

Hedefleri burada tam iki yıldır yüreklerini ortaya koyarak mücadele eden ve sabır üzere dimdik ayakta duran bu topluluğun idaresini ve iradesini seküler bir kitleye teslim ederken iç kontrolünde putperest bir topluma teslim etmektir.

Buradan yeşeren ve tüm dünyaya yayılan, vicdan ve fıtrat esaslı teslimiyet karakterinin önüne geçmek olacaktır.

Seküler yönetim, yine bu toprakların unsuru olan Mahmut Abbas iken, iç yönetimde putperestlerin listesi kabarık olarak görünüyor.

Böylelikle ilk anlaşmalarını ve paylaşımlarını Gazze toprakları üzerinde yaparak buradan yeryüzünün her tarafına paylaşım yapmak için yayılacaklardır.

Ve Erdoğan, tüm yüreğimle ve içtenlikle sana sesleniyorum, bu masaya, bu vicdanlı ve yürekli insanların üzerine çökmek için ne sekülerlere yaranmak için otur, ne de putperestliğin bizlere benzeyen unsurlarından yola çıkarak düzlüğe çıkarız korkaklığı ile otur.

Bu masaya “Yusuf” olarak otur ve “Yusuf” olarak kal ve davet edilen bu masadan zamanı gelince de “Yusuf”olarak kalk, “yusuf yusuf” olarak hareket etme, konumlanma, buna müsaade etme, ancak kurtuluş “Yusuf” olarak bu masada kalmak ve bu masadakilerin karşısında “Yusuf” olarak dikilmek ile mümkündür.

T.K. @kul6303839